28 Haziran 2015 Pazar

Birinci Geleneksel Kediler Arası Tüy Dökme Yarışması


Beyak - Üçüncülük
Bütün bir cumartesi gününden sonra bütün bir pazar gününü de bilgisayar karşısında makale yazarak geçirmek durumunda kalışımdan dolayı, bu sıkıcı işin arasında çeşitli eylencelik aktiviteler serpiştirmekteyim. Bu günki süpriz aktivitemiz ise, Birinci Geleneksel Kediler Arası Tüy Dökme yarışmasını düzenlemekti.

Yarışma sürecinde bütün adaylar kıran kırana rekabet içerisindeydiler demek isterdim, ancak bu cümle gerçekleri ifade etmekten birkaç yüz kilometre uzak. En iyisi, puan durumları sonucundaki sıralamayı duyurarak, sonuncudan birinciliğe doğru yarışmacılarımızın performanslarını değerlendirmek.

Yarışmamızın üçüncüsü, hiç bir şekilde "kendi rızası olmadığı anlarda sevilmeye - ellenmeye tahammülü olmayan" asi ruhlu Beyak.

Ellerimi nemlendirip kediyi sıkı sıkı sevme ve nemli ellerime yapışan tüyler fazlalaşınca ara verme sürecimin her bir aşamasını Beyak ile evin envai çeşit lokasyonlarında gerçekleştirmek durumunda kaldım. Zira her turun sonunda KIĞĞĞHHHH sesleriyle kaçıyor ve ben ellerimi temizlerken bulunduğumuz noktadan ev sınırları içerisinde gidilebilinecek en zor noktaya doğru koşuyordu.

Gaya - İkincilik
İkincilik ise Gaya'nın. Zira kendisi yarışmamızın düzenlenmesi için ön ayak olmuş, bilgisayar karşısındaki babasına ısrarlı pati darbeleri ile "benimle ilgilen" demiş bulunmaktadır.

Kendisinin "sevilme" ön koşulu, süreç boyunca her daim ufak adımlarla anlamsız yön değişikleri dahilinde sürünmesi. Onu severek temizlerken hem "Gürüldeyen Gaya" lakabının hakkını veren titreşimlerine karşın denge sağlamak durumundaydım, hem de ritmik olmayan ve yönü sürekli değişen sürüklenme - sürünme eylemine eşlik ederek hareket etmek zorundaydım...
Gıyç - Birincilik

Birincilik ise, hiç şaşılmayacak biçimde Gıyç'a ait.


Kendisinin IQ'su, aktivite sürecindeki amacımızın tüyleri toplamak olduğunu anlamaya yetmediğinden dolayı, diğer yarışmacılar performanslarını sergileyip köşe bucak kaştırırken o peşimizden koşup kıskançlık içerisinde "beni de sevin ama" şeklinde ağlamış, sıranın ona geldiği noktada ise usul usul yatıp aldanılmış seviliyor hissiyatının yarattığı huzurun keyfini çıkartarak, tam olarak onu temizlemeye başladığımız noktada bir tomar tüy ile yarışmamızı tamamlamış bulunmakta. Kendisini mevcut IQ'suzluğu ile kabullenmiş bulunan bir ailesi olduğu için çok şanslı! Hayata dair bu yaklaşımı ile ayrıca bizlere "Ignorance is bliss", yani "Cehalet mutluluktur..." sözünün de kıymetini anımsatmış bulunmakta.

Yarışmaya katıldıkları için bütün yarışmacı arkadaşlara ve naçizane birinciliği için de Gıyç'a ödül olarak hiç bir şey vermiyoruz, zira hepimizin bildiği gibi, önemli olan katılmaktı.

3 Şubat 2015 Salı

İçimden Kurtlar Göçüyor

Kısa bir serzeniş, ince bir ahkâm, sessiz çığlık, çaresiz isyan... Açıklıyım:
Gıyç ergenlik konseptine koşar adım girmiş bulunduğundan, çanta ceket ne varsa üzerine attırma derdinde. Gözümüzün içine baka baka, sanki esas amaç dişi bulmak için koku bırakmak değil biz bunalıma girelim diye attırmak, totosunu titrete titrete attırıyor. Kısırlaştırıcaz elbet, ama henüz yaşı gelmedi.
Öte yandan Beyak, ishal durumda. Öyle böyle ishal değil, kumundaki saf sıvı göl bir kenara, kumunun etrafında damla damla bir dünya kakamsı ıslaklık söz konusu. Dayanılmaz olan, bu ıslaklıklara uzun olan kuyruk tüylerini bol bol sürtmüş, ve o ıslak kakalı kuyruğu eşliğinde evin içinde (rahatsızlıktan olsa gerek) atarlı deparlı koşturmalar yapmaktaydı fark ettiğimizde. Beyaz kuyruğunun görünüşünü gözlemlemiş olarak edebî formatta izah etmek gerekirse, "Hiç bir ishal, hiç bir kedide böyle iğrenç durmamıştır..." Yarın veterinere gideceğiz elbet, ama daha bitmedi...
Gaya, daha önce de "sinek yemekten büyük ihtimal" şeklinde başladığına ihtimal verdiğimiz kurtlarla olan imtihanına tekrar başlamış durumda. Her ne kadar iç parazit - dış parazit düzenli ve istikrarlı icra ediliyor olsa da, kendisinin totosundan durmaksızın kurtlar dökülmekte. Biz siliyor temizliyoruz, o daha da fazlasını üretiyor...
Garip olan ise, ne Beyak ne Gaya en ufak bir halsizlik, hastalık, yorgunluk belirtisi göstermemekteler. Ama evi kurt, bok ve sperm sarmış durumda... Kurşun döktürme kararı aldık, zira onca kedi besledik, hatta Gaya ve Beyak bunca yıldır hiç hasta olmamışlardı eski evimizde. Bilimsel olarak ise, güneş almayan zemin katın dez avantajları demekteyim...
Hakkımızda hayırlısı.